“Ferdî olarak değil, topluca, el ele, omuz omuza, sevgi ve saygıyla, birlik ve beraberlikle hareket et.” (Mahmud Esad Coşan, Başmakaleler I, s. 114.)İnsan toplum halinde yaşamak üzere yaratılmış bir varlıktır. İlk insanla birlikte eşi ve daha sonra çocukları yeryüzünün ilktopluluğunu oluşturmuş, bundan sonra her normal toplum birlik olmaya hayati önem vermiştir. Bu birliğin hamurunu da birlikte yaşamanın gereği olan sevgi ve saygı duyguları oluşturmaktadır.İnsan normalinde olduça doğal duygular olan sevgi ve saygı yaratılışımızın içinde mevcuttur. İnançlarımıza göre Allah insanı kendisinibilsin, sevsin ve kulluk etsin diye yine kendi muhabbetinden yaratmıştır. Dolayısıyla varlığımızın mayası sevgidir. Bu sevgi de beraberinde sevene karşı duyulacak yüce bir saygıyı gerekli kılar. Bu sebepten olsa gerek dünyada da insanlar arasında ilişkilerde sevgi ve saygı başat gitmektedir. Kaide olmamakla beraber daha çok büyüklerin sevgisi küçüklerin de buna mukabil saygısı gelir.Bu manada kutsal değerler olan sevgi ve saygıda sapmalar yaşamak insanı derinden etkilemektedir. Sevilmeyecek bir şeye karşı sarf edilen bu duygu yersiz tutkulara, hastalıklı düşüncelere ve insanı yaratılış amacının dışına iten gaflete sürüklemektedir. Aynı zamanda saygı duyulamayacak şeylere karşı saygı göstermek hem o şeyin hak etmediği bir şeyi yapmak, hem de hak eden şeyi mahrum bırakmak açısından büyük bir adaletsizliktir.
Sevgi ve saygı konusunda şöyle bir hiyerarşi inançlarımıza uygun olur:
Allah Sevgisi
Peygamber Sevgisi
İman Sevgisi
Anne-Baba Sevgisi
İlim Sevgisi
Comments