Sorumluluk duygusu bir takım görevleri yerine getirmek için gerekli bir beceri gibi düşünülse de aslında bireyin kendi becerilerini geliştirmesi, davranışlarının sonucununun (kendi ve çevresindeki insanlar üzerindeki etkilerinin) farkında olması ile ilgilidir. Sorumluluk duygusu ile özgüven gelişimi arasında oldukça güçlü bir ilişki vardır. Kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılama becerisini kazanan çocuğun anne-babaya veya diğer yetişkinlere duyduğu bağımlılık giderek azalır. Davranışlarının sonucunu yaşadıkça, gelişen becerilerini kullandıkça çocuğun kendine olan güveni artar. Doğal gelişimin parçası olarak çocuk aşamalı olarak hayat ile ilgili yeni beceriler edinir (önce emeklemek sonra yürümek ve koşmak, ilk dişlerinin çıkması, el becerilerinin gelişmesi sonrasında tek başına yemek yiyebilmek gibi), kazanılan her beceri çocuğun bireyselleşmesinde, bağımsız, kendine yeten bir birey olmasında önemli adımlardır. Becerilerini kullanması ve geliştirmesi için fırsat verilmeyen çocukların yeterlilik duygusu ve özgüven gelişimleri de sınırlanır.
Sorumluluklar ise çocuğun sahip olduğu, yeni geliştirdiği becerileri kullanması, hayata geçirmesi için gereklidir. Bir çocuk kaşığı kendi tutabildiği andan itibaren kendi başına yemek yeme sorumluluğunu almazsa ilerleyen yıllarda kendi ayakları üzerinde duran bir birey olma yoluna dezavantajlı olarak başlamış demektir.
Ev ortamında sorumluk alma becerilerini geliştirme fırsatı bulamayan çocuklar okul yıllarında ödevlerini ve eşyalarını sıklıkla unutan, çanta ve masalarını düzenlemekte zorlanan daha da önemlisi karşılaştıkları olaylar karşısında her zaman başkalarından yardım alma ihtiyacı duyan ve bu nedenle kendilerine olan güvenleri tam olarak gelişmeyen bireyler haline gelebilirler.
Ailelere Öneriler
Sorumluluk kazandırmada anne-babaya düşen görevler: Çocuklara sorumluluk duygusunu aşılamak için aşağıdaki önerileri dikkate almakta fayda var.
Sorumluluk duygusu kazandırırken seçtiğiniz davranışların çocuğun yaşı ve gelişimine uygun olmasına özen gösterin.
İlk sorumlulukları çocukların kendi hayatları üzerinden verin. Sonuçları kendilerini etkileyecek sorumlulukların daha kolay kazanıldığını unutmayın.
Başkalarının çocukları yapıyor diye kendi çocuğunuza uygun olmayan sorumluluklar seçmeyin.
Sorumluluk kazandırmak için evcil bir hayvan sahibi olmayı 12 yaşından erken düşünmeyin.
Verdiğiniz sorumluluğun çocuğunuzun gelişimine destekleyici olmasına çalışın. Sadece görev vermiş olmak için çocuğun hayatı ile ilgisi olmayan işlerden kaçının.
Verdiğiniz sorumlulukları takip edin.
Sorumluluklar yerine getirildiğinde olumlu geri bildirim vermeyi unutmayın. Olumlu geri bildirimle desteklenen sorumluluklar daha kalıcı olur.
Siz de sorumluluklarınızı yerine getirerek ve verdiğiniz sözleri tutmaya çaba sarf ederek model olun.
Gerekirse kendi sorumluluklarınız için küçük yardımlar isteyin. Böylelikle onların kendilerine güvenlerini ve yetkinliklerini onore edin.
Çocuğunuz büyüdükçe sorumluluklarını geliştirmeyi unutmayın. Bunu yaparken mutlaka çocuğunuzla birlikte değerlendirme yapın.
Sorumlulukları yerine getirilmesi gereken sıkıcı görevler olarak değil, günlük hayatın akışı ve bireyin kendisi için gerekli seçenekler olarak sunun.
Yerine getirilmeyen sorumluluklarda ceza kullanmayın. Sürecin neden işlemediğini araştırın. Davranışının sonucunu yaşamasına imkân tanıyarak öğrenmesini sağlayın.
Okulla ilgili sorumluluklarda zaman zaman desteğiniz gerekebileceğini unutmayın. Böyle durumlarda onun yerine sorumluluğu alan kişi olmayın, görevin yerine getirilmesi için yardımcı olabilecek kaynaklara yardım eden kişi olun.
Sorumluluklarda meydana gelen aksamalarda asla kişiliğini eleştirmeyin “Sen hep dağınık bir çocuksun” gibi. Davranışı hedef gösterin ve bir sonraki sefere olan inancınızı belli edin; “Bu hafta odan dağınık kaldı Ömer’ciğim, eminim haftaya daha düzenli olur, benden istediğin bir yardım var mı?” gibi.
Sorumlulukların zaman içinde kazanılıp zenginleştiğini unutmayın. Çocuğunuzun bir şeyi yapmamasına değil ebeveyn olarak ne gibi çözümler bulabileceğinize odaklanın.
Comentários